Bana Dokunmayan Değişim Bin yaşasın diyorsanız sizi Buraya Alalım
1987 yılında Manhattan otelin balo salonunda bir çok yatırımcıyı o soğuk Ekim günü bir araya getiren sebep; Alcoa (Aluminum Company of America) şirketinin yeni CEO’suyla tanışmaktı. Aluminyumu eritme işlemini icat eden bu şirket dünyanın en büyükleri arasında çoktan yerini almıştı. Bunun yanında yıllardır çikolataları saran folyaları, kola kutularındaki metalleri, uyduları bir arada tutan cıvataları da üreten bu şirketin yeni CEO’su artık Paul O’Neil idi.
Paul o gün konuşmasını yapmak için sahneye çıktığında; Ne Harvard İşletme okulunu içeren espriler, ne de şirketin hisse artışı, sermaye oranları, yatırım, kâr artışı… bilinen bu kalıp kelimeleri içeren cümleler kurmamıştı. Söze başladı ve “Sizlere işçi güvenliğinden bahsetmek istiyorum. Her yıl çok sayıda Alcoa çalışanı, işgücü kaybına yol açan kazalar geçiriyor. İşçilerimizin 800 derecenin üstündeki metallerle ve insanın kolunu koparıp atabilecek makinelerle çalışıyor. Bizim güvenlik sicilimiz ortalama Amerikan işgücüne göre daha iyi. Ama yeterince iyi değil. Ben Alcoa’yı Amerika’nın en güvenli şirketi haline getirmek istiyorum. Sıfır kaza hedefliyorum” dedi ve salondakiler hayretler içinde kaldı. Sunum sonrasında Paul hakkında; deli olduğunu düşünenler, hippi olduğunu şirketi batıracağını, uyuşturucu bağımlısı olduğunu ne yapacağını bilmediği gibi yorumlar yaptılar. Bazı yatırımcılar da şirket hisselerini satışa çıkarma kararı almıştı.
O’Neil’in konuşmasından geçen bir yıl içinde Alcoa’nın kârları hızla yükseldi. 2000 yılında emekli olan O’Neil kendisinin liderliğinden önceki döneme göre beş misli şirketinin değerini büyütmüştü. En önemli değer ise; bu büyüme Alcoa dünyanın en güvenli şirketlerinden birine dönüşürken meydana gelmişti.
Peki ne olmuştu?
O’Neil göreve geldiğinde bütün tesisleri tek tek dolaştı ve güvenlik konusunu vurguladı; tabii ki iş güvenliği planını paylaştı. Bir kaza olması durumunda birim başkanları yirmi dört Saat içinde O’Neil’e bildirmeliydi ve kazanın bir daha yaşanmaması için gerekli önlem planını sunmaları gerekiyordu. Bu süreç şirketin katı hiyerarşisini değişime götürüyordu. İş kazası meydana geldiğinde birim müdürleri başkan yardımcılarıyla; başkan yardımcıları kat müdürleriyle iletişime geçmeleri gerekiyordu. Bu durum; her işçinin kazayı önlemek için fikirlerini ve olası kaza durumlarını kat müdürlerine bildirmeleri demekti. Yani en düşük dereceli bir işçinin fikri üst dereceli yöneticiye ulaşıyordu.
Aslında O’Neil’in sunduğu bu iş güvenlik modeli; alışkanlık döngüsü modeliydi ve bir ödülü vardı. Sadece bu sistemi benimseyen kişiler terfi alabilecekti. O’Neil şirketin kârlarını artırmaya yönelik bir vaat vermemişti; ama benimsedikleri bu şirket içi rutin organizasyona yayıldıkça; kaza sayısı azaldı, kalite yükseldi, verim arttı ve maliyet düştü.
Alcoa şirketindeki güvenlik önlemleri başka alışkanlıkların alt yapısını oluşturdu. Müdürlerin önerilerini paylaşması için; gerçek zamanlı güvenli bir veri sistemi oluşmasını sağladı. Bu durum Dünyanın dört bir yanındaki Alcoa ofislerinin elektronik bir ağa bağlanmasını sağladı. İlk olarak O’Neil her sabah bu sisteme bağlanıyor güvenlik hakkında mesaj gönderiyordu. Başlangıçta herkes bu ağı güvenlik konusunda kullanıyordu. Sonra bu durum alışkanlık haline gelince diğer konularda bilgi alışverişinde kullanılmaya başlandı; piyasa koşulları, satış kotaları, iş problemleri, bültenler ve raporlar gönderilmeye başlanmıştı. Bu büyük bir durumdu; çünkü 1980 yılında kişisel bilgisayarlar büyük uluslararası ağlara bağlı değildi. Ve sonuç olarak Alcoa dünya çapında iletişim sağlayan ilk kurumsal e-mail sistemi yapısını getiren şirket olmuştu. Web’in gelişmesiyle Alcao şirketi bu durumdan yararlanıp; rakiplerin önüne geçmişti.
O’Neil 2000 yılında Alcoa’dan emekli olmuştu ama Alcoa’da getirdiği yenilikler hüküm sürmeye devam ediyordu. O’Neil’in inancına göre bazı alışkanlıklar bir zincir reaksiyon başlatma gücüne sahipti ve bunlar organizasyona yayıldıkça diğer alışkanlıkları da değiştirebilirlerdi. Önce bir alışkanlığa savaş açıp, sonra değişimlerin organizasyon içinde dalga dalga yayılmasını seyretti. Bir şirketin iş güvenliği diye başladığı yol; bir süre sonra yeni kapılar açtı. Düşünmedikleri yenilikler hayatlarında yeni kazanımlar oluşturdu.
Yeniliğe, değişime, öğrenmeye yeni keşiflere doğru gideceğimiz yolcuklarımıza…
Didem Ağdoğan
Çevik Atölye
Hikaye “Alışkanlıkların Gücü” Kitabından alıntı